Seviyor resim yapmayı hem de çok. Mutluluğunu, hüznünü paylaşıyor o anlarda. Kimi zaman karalama yapıyor , kimi zaman da çizdiğini bir şeylere benzetiyor ama en önemlisi rahatlıyor duygularını kağıda dökerken. İlk başlarda bilmediğim için bir şeyler çizmeyi göstermiştik (ev, surat gibi basit şeyleri) oysaki kesinlikle çocuğa müdahale etmemek gerekiyormuş! hayal dünyalarına ket vurmamak gerekiyormuş! özgürce içinden ne geliyorsa öyle olmalıymış ve daha bir çok noktaya da değinmiş Susan Striker “Çocuklarda Sanat Eğitimi " adlı kitabında. Neyseki daha başlardayken öğrendim bu bilgileri. Artık bir şey göstermiyor illaki bir şeylere de benzetme çabasına girmiyoruz!. Kendisi ne isterse , neye benzetirse kabulümüzdür mantığıyla bakıyoruz resimlerine. Uzun süredir bu anlayışı devam ettiriyoruz ve sonuç gerçekten daha doğal!. Bu bölümde biraz güncel, biraz da arşivden kayıtlar olsun istedim. Evimizin koridoru Armina’nın o değerli resimleriyle süslüdür. Hatta bazen kendisine “serginizi görmek için gelmiştim" diyerek tiyatral oyunlarda oynuyoruz ve çok mutlu oluyor. Soruyorum ne tür boyalar kullandınız? ne tür teknikle çalıştınız? diye o da ciddiyetle yanıtlıyor sorularımı:) Sergi içinde oyun! oyun içinde farkındalık oluşturuyoruz. Armina: resimlerinin sergilenmesiyle almış olduğu mesaj! " Sen ve sana ait her ne varsa bizim en değerlimizdir" mesajını alıyor.
Resimlerin her biri yüzde yüz Armina. Kah resim kağıdına, peçeteye, kah zımpara kağıdına, tuvale o teknik, bu teknik derken işte o duygular..
Odasında çizmiş aşağıdaki resmi ve geldi yanıma dedi ki "Anne bak Armadillo çizdim" ben de şaşkınlığımı gizleyemedim. Nasıl yani ?
Meraklı Minik sağ olsun:)